Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Egenin Küçük İncisi Bozcaada

Resim
Egenin Küçük İncisi … Bozcaada… Bu yazı Bozcaada hakkında bir izlenim yazısı değil, Bozcaada’da kamp nasıl olur yazısı. Çünkü Bozcaada’ya giden kitlenin gidiş sebebinden çok ayrı bir sebep ile gittim bu sefer Bozcaada’ya. Kamp Aslında gideli de çok oldu, Mayıs başında 3 günlük uzun hafta sonu tatilini Bozcaada’da çadır kurup değerlendirmek istedik. Bu sefer Gökhan’ın yakın çevresinden zıpkın avcılığına alıştırdığı arkadaşları var ekipte. Soner, Altuğ, Mustafa ve Burak... Elbette Gökhan ve son olarak ben… Yola Cuma gece yarısı çıktık, sabah erkenden Bozcaada’ya geçebilmek içindi ki, bu çok önemli. Gestaş feribotları dışında bir alternatif yok, feribotlar kırk beş dakikada bir. İnternet üzerinden rezervasyon yapılıyor. Feribot kapasitesi yetersiz. Rezervasyonsuz gidilerse boş kalan yeri yakalamak için 2-3 sefer geçmesini beklemek gerebilir. Biletler gidiş-dönüş satılıyor, o yüzden dönüş için de gider gitmez rezervasyon yaptırmak şart. Adanın bence en önemli ve birincil sor

Kardeşler Takımı

Resim
Kardeşler takımı... Aslında 4 kardeşiz ama birimiz biraz uzak kaldı son dönemlerde. Kardeş derken kan bağı olmasa da bazen kardeşten öte. Uzun zamandır ev iş arasında yuvarlanan insanlar olarak bir türlü zaman bulamıyorduk bir araya gelip de zaman geçirmeye. Sonunda şubatın son haftası Atilla, Gökhan ve ben Gelibolu yarımadasında bir hafa sonu geçirelim dedik. Gökhan serbest dalış ve zıpkın avcılığı yaparken biz de Atilla ile doğada ve açık havada olmanın mutluluğunu yaşarız demiştik. Cumartesi sabahı erkenden çıktık yola. Ilık ve güneşli bir kış hafta sonu bekliyordu bizi. Yolda mola verdik elbette ve bu molanın en büyük olayı ise Gökhan’ın marketteki onlarca seçenek içinden tereyağlı gibi tadı olan bilinmedik acayip bir şekeri alması oldu. Yol boyunca kendisi ile bayağı bir eğlendik…